Paylaşmak Karşılıklı Olunca Güzel

15:27

Son zamanlarda “Kızım bana hiçbir şeyini anlatmaz” , “Oğlum mutlu mu değil mi, hiç bilmem.” cümlelerini sıklıkla duyar oldum. Hâlbuki paylaşmak, bir şeyler anlatmak insanın en çok rahatlık hissini duyduğu ve sanırım ruhsal olarak tüm ağırlıklarını şöyle bir silkelediği anlardan bir tanesi. Bu anları yeteri kadar kaliteli ve etkili kullanıyor muyuz orası büyük bir soru işareti. 


Dışarıdan gelen çocuklarımıza;

“Okul nasıl geçti?”

“Bugün neler öğrendiniz?”

“Arkadaşlarınla nereye gittiniz, neler yaptınız?”

“Öğretmenin ödev verdi mi?”

örneklerindeki gibi sadece olaylara ve sorumluluklara odaklı soru-cevap şeklinde sorular sorduğumuz sürece çocuklarımızın da sohbetleri sadece bizim sorduğunuz soruların yanıtlarından hatta çoğunlukla da “her zamanki gibi” geçiştirmelerden oluşacaktır.

Çocuklarımızdan anlatmasını beklediğimiz olaylar, duygular, sırlar tabii ki de var, ancak kendimize dönüp baktığımız zaman, bugün biz neler anlattık çocuklarımıza? Karşıdan karşıya geçerken gördüğümüz yavru kediyi, çamaşır asarken düşürdüğümüz çorap tekini, işe giderken kaçırdığımız otobüsü, iş yerinde patronumuzdan aldığımız tebriği, kırıldığımız yakın arkadaşımızı anlattık mı? Bizim de üzülebileceğimizi, bizim de yanlış yapacabileceğimizi, bizim de heyecanlanabileceğimizi çocuklarımız biliyor mu? Ona bizi tanıması için, duygularımızı anlaması için ipuçları verelim. Bizi ne kadar iyi tanırsa kendisini o kadar yakın ve güvenli hissedecektir.

Şimdi tekrar en başa dönersek, çocuklarımızın bizimle bir şeyler paylaşmalarını istiyorsak önce kendimizden bir şeyler paylaşarak onları teşvik etmeliyiz. Çünkü bu şekilde çocuklar paylaşmanın, günü ve duyguları anlatmanın ailede huzurlu bir rutin olduğunu kavrayacaklardır.



Bu özel paylaşım ve sohbet zamanlarını daha keyifli ve etkin geçirebilmemiz için birkaç ipucu: 


Illüstrasyon: Natalie Matthews-Ramo

  • Çocuklarımız kendisini anlatırken eğer çok endişeli ve üzüldüğü bir konuya değiniyorsa o anda ne ile uğraşıyorsak bunu bırakmalıyız ve göz temasını koruyarak ona yakın bir yere oturmalıyız. Bu tamamen kendimizi ona odakladığınızın ve onun yanında olduğumuzun bir göstergesi olacaktır. 
  • Bu özel sohbet zamanlarını her gün genellikle aynı dönemde yaparsak daha etkili olacaktır. Örneğin akşam yemeğinin başında, akşam yemeğinden sonra ya da uykudan önce, gibi. 
  • Eğer bir konuda kendini çok iyi ifade edemediğini düşünüyorsak, anlattığı konuyu ona özetleyip doğru anlayıp anlamadığımızı ona doğrulatalım. Ya da konu hakkında sorular sorarak detaylandırmasını sağlayalım. Burada önemli olan sorularımızın eleştiri ve önyargı içermemesi olacaktır. 
  • Duygularını açması için bol bol teşvik edelim. Özellikle eylemler üzerinde durmaktan çok duygular üzerinde durmayı tercih edelim. “Bu sana nasıl hissettirdi?” ya da “Korkmuş olabilir misin?” gibi duygularını açıcı vurgularda bulunalım. 
  • Kendimiz paylaşımda bulunurken ise bol bol duygulara değinmeyi ve neden-sonuç ilişkilerinden yararlanmayı unutmayalım. “Yaptığım yanlışı fark ettiğim için gittim ondan özür diledim ve gönlünü aldım” gibi anlatımlarla hem duygusal bağımızı geliştirmiş hem de ilerideki olaylar için ona bazı yol gösterici ipuçları vermiş oluruz. 

Eminim ki sizin de kaliteli sohbetler için ipuçlarınız vardır. Lütfen yorum bölümüne bırakmayı unutmayın…


Ayrıca diğer yazılar için:

You Might Also Like

0 yorum

Blogger tarafından desteklenmektedir.